içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Bağımlılıkta Kayma, Nüksetme Gerçeği

Madde bağımlısı birey bağımlılığı ile mücadele ederken birçok sebep yüzünden yeniden madde kullanmaya başlar, kayar, bağımlılığı nükseder. Bir bağımlı için ayık kalmak zordur, bağımlının kendisi hakkındaki kaymaya sebep olacak riskleri bilmesi gerekir. Bağımlılıkla mücadele eden bireyler için ayık kalmak, sadece fiziksel bağımlılığı aşmak değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal risklerle başa çıkmak anlamına gelir. Nüksetme, yani madde kullanımına geri dönüş, bağımlılıkla mücadele eden bireylerin sıklıkla karşılaştığı bir durum, sorundur. Nüks, bağımlılık hastalığının gerçeğidir, bitmeyen bir tedavi süreci anlamına gelir. Bağımlının yakınlarının ve destek aldığı uzmanlarının desteği nüksü önlemek üzerine olmak zorundadır. Elbette bağımlı bireyin de nüks yaşamamak için her an tetikte olması bir hayat tarzıdır ve bağımlı bunu kabul etmek zorundadır. Nüksetmeyi anlamak, bireyin ayık kalabilmesi için gerekli stratejileri geliştirmesine yardımcı olur.

Kaymaya sebep olabilecek risk faktörleri genel olarak birçok bağımlı için aynı olsa da her bağımlı kendi risk listesini ayıklık döneminde eksiksiz bir biçimde kaleme almalıdır. Bu liste erken uyarı sistemi olarak kişiyi ayık tutmanın aynı zamanda yol haritasıdır.

Birçok durum, hatırlatıcı ajan yani tetikleyici olabilir, kişinin madde kullanımıyla ilişkilendirdiği yerler, insanlar, objeler veya durumlar maddeyi hatırlatır. Örneğin, eski bir arkadaşla karşılaşmak, bir parti ortamında bulunmak veya bir maddeyi kullanırken dinlenen bir şarkıyı duymak, güçlü bir kullanma arzusunu açığa çıkarabilir. Bireyin tetikleyicilerini, hatırlatıcı ajanlarını tanıması ve bu durumlardan kaçınması şarttır.  
Bağımlılığı ile mücadele eden insanlar genellikle olumsuz duygularla baş etmekte zorlanırlar. Stres, yalnızlık, öfke, hayal kırıklığı gibi duygular, maddeye geri dönmek için birer bahaneye dönüşür. Bağımlı bulduğu bu mazeretleri düşüncelerinde dağıtamaz ise nüksetme kaçınılmaz olur. Tam tersi aşırı mutluluk veya coşku gibi yoğun olumlu duygular da kişiyi “kutlama” bahanesiyle maddeye davet eder.  

Bağımlılık sürecinde yalnızlık ve dışlanmışlık hisleri de kayma riskini artırır. Sağlam, sağlıklı, uyuşturucusuz sosyal ilişkilere sahip olmayan bireyler, duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için eski alışkanlıklarına çok kolay dönerler. Bu nedenle uyuşturucu bırakılırken, aynı anda sağlıklı yeni sosyal ilişkilerde inşa edilmelidir. Yalnızlık hissi bağımlı bireyin en büyük düşmanıdır.

Birçok bağımlı, stresli veya zorlayıcı durumlarla başa çıkmak için maddeyi bir kaçış yolu olarak kullanır. Madde kullanımına geri dönmeyi önlemek için alternatif başa çıkma stratejileri geliştirilmelidir. Nefes egzersizleri, meditasyon, spor veya bir hobi edinmek bu konuda yardımcı olur. Zararsız, faydalı her meşguliyet bağımlıyı nüksten alıkoyar. Bazı bağımlılar, bir süre ayık kaldıktan sonra kendilerini kontrol edebileceklerini düşünerek maddeyi tekrar kullanmayı dener. “Bir kereden bir şey olmaz” veya “Artık bağımlı değilim” gibi düşünceler, bireyi kolayca eski döngünün en başına getirir ve bağımlı birey uyuşturucuyu tekrar kullanır. 

Madde bırakılınca büyük bir boşluk hissi her bağımlının yaşadığı bir durumdur. Depresyon, anksiyete veya travma sonrası stres bozukluğu gibi eşlik eden ruhsal hastalıklar, bağımlılıkla mücadeleyi zorlaştırır. Maddeyi bırakırken bu sorunların profesyonel bir destekle ele alınması, kayma riskini azaltabilir. Eski arkadaş grupları, kullanılan mekânlar veya yaşam tarzı değişmeden devam ediyorsa, bağımlının kayması sürpriz olmaz. Bireyin ayık bir yaşam kurması, çevresini ve yaşam tarzını tamamen değiştirmesi şarttır.

Peki bir bağımlı tüm bu riskler karşısında nasıl kaymadan ayık yaşamda kalabilir? Her bağımlı kendi risklerini bilir, öncelikle kendine özel risklerini tek tek listelemelidir. Bireyin tetikleyicilerini tanıması ve bu durumlarda alternatif bir eylem planı oluşturması önemlidir. Örneğin, stresli bir durumda maddeye yönelmek yerine bir arkadaşını aramak veya yürüyüşe çıkmak etkili bir alternatiftir. Duygusal farkındalık, kaymayı önlemede kritik bir adımdır. Kişi, hangi duyguların kendisini risk altına soktuğunu öğrenmeli ve bu duygularla sağlıklı yollarla baş etmeyi öğrenmelidir. Bağımlılıkla mücadelede yalnız olmadığını hissetmek, bireyin motivasyonunu artırır. Grup terapileri veya anonim destek grupları, kişinin ayık kalma sürecinde güçlü bir destek sağlar, ancak kötü niyetli kişilerin bu tarz ortamları suistimal edeceğini de göz ardı etmemelidir. Düzenli bir yaşam rutini, bireyin boş zamanlarını verimli bir şekilde değerlendirmesine ve madde kullanımını aklına getiren boşlukları doldurmasına yardımcı olur. Her anlamda sabrı öğrenmek, günlük zararsız ve faydalı rutinlerle mümkündür. Psikoterapi, ilaç tedavisi veya rehabilitasyon merkezlerinden destek almak, bağımlılık döngüsünü kırmada kritik bir rol oynar. Özellikle bağımlılığa eşlik eden psikolojik rahatsızlıklar söz konusuysa, profesyonel yardım şarttır.  

Bağımlılık, uzun süreli ve çok boyutlu bir mücadeleyi gerektirir. Pedal çevirmek gibidir, durduğunuz an düşer yani nüksedersiniz. Nüksetme, bu sürecin doğal bir parçası olabilir ve bir başarısızlık olarak değil, öğrenme fırsatı olarak görülmelidir. Bağımlılıkla mücadele eden bireyin kendisini tanıması, risk faktörlerini öğrenmesi ve bu faktörlere karşı önlem alması, ayık kalma sürecinin başarılı olmasında kilit bir rol oynar. Bireyin kendi risk listesini en ufak ayrıntıyı atlamadan yazması, koruyucu olacaktır. Destekleyici bir çevre, sağlıklı alışkanlıklar ve profesyonel rehberlik ile bağımlılık döngüsü kırılabilir ve birey, yeniden anlamlı ve sağlıklı bir yaşam inşa edebilir.

Bağımlılık insandan güçlü değildir, her bağımlı birey kurtulabilir…

 

Bu yazı 1227 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum