içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Bağımlılık Beyni Nasıl Etkiler?

Bağımlılık, beynin ödül, motivasyon, öğrenme ve bellekle ilgili bölümlerini etkileyen karmaşık bir durumdur.

Ödül Sistemi Üzerindeki Etkisi 

Bağımlılık yapan maddeler veya davranışlar, beynin ödül sistemini (mezolimbik dopamin yolu) doğrudan etkiler. Bu sistem, dopamin adı verilen bir nörotransmitterin (sinir hücreleri ‘nöronlar’ arasında iletişimi sağlayan kimyasal haberci moleküllerdir. Beyin ve sinir sistemi içindeki sinyallerin iletilmesinde kritik bir rol oynarlar) salınımını artırır. Dopamin: “Keyif ve ödül duygusunu tetikler.  Kısa süreli bir ‘iyi hissetme’ hali yaratır.” Bağımlılık sürecinde, bu maddeler ya da davranışlar, normalden çok daha fazla dopamin salınmasına neden olur ve beyinde doğal ödül mekanizmalarının önüne geçer.  

Tolerans ve Duyarsızlık 

Zamanla, beynin dopamin alıcıları, yüksek seviyedeki dopamine karşı duyarsızlaşır. Bu durum: “Eskiden keyif veren dozların artık yeterli gelmemesine, daha fazla madde ya da davranış ihtiyacına (tolerans) neden olur.  Doğal zevk kaynaklarından (yemek, sosyal ilişkiler gibi) alınan hazzın azalmasına-tükenmesine yol açar.”

Prefrontal Korteks ve Karar Verme

Prefrontal korteks (PFC), beynin ön kısmında, frontal lobun bir parçası olan ve insanlarda yüksek düzeyde bilişsel işlevlerden sorumlu olan bölgedir. Burası, düşünme, karar verme, planlama, duygusal düzenleme ve sosyal davranışların kontrolünde kritik bir rol oynar. Beynin karar verme, irade kontrolü ve planlama gibi işlevlerinden sorumlu olan prefrontal korteksi, bağımlılıktan ciddi şekilde etkilenir: “Kişi, mantıklı düşünmekte ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanır. Zararlı olduğunu bilse bile bağımlılık yapan davranışlarına devam eder.”  Yakınlarının “kendine zarar veriyorsun” telkinleri işte bu yüzden anlam ifade etmez ve bir işe yaramaz.

Stres ve Bellek Sistemleri

Bağımlılık, beynin stres yanıt sistemi ve bellekle ilgili bölgelerinde (hipokampus ve amigdala) de değişikliklere neden olur: “Stres sisteminin aşırı hassas hale gelmesi, bağımlı bireylerin stresli durumlarda daha fazla maddeye yönelmesine yol açabilir. Bellek ve öğrenme değişiklikleri, madde ya da davranışla ilgili güçlü tetikleyiciler yaratır. Örneğin, bir yer, kişi veya durum bağımlılığı tetikleyebilir. Bunlara hatırlatıcı ajan denir.” Bu nedenle bağımlılığı ile mücadele eden bireylerin “hatırlatıcı ajan” kavramını içselleştirerek ayık yaşamı öğrenmesi gerekir.

Kontrol Kaybı ve Döngü

Bağımlılık, beyinde bir kısır döngü oluşturur: “Kişi, maddeyi ya da davranışı sadece keyif almak için değil, normal hissetmek için de kullanmaya başlar. Beynin yapısal ve işlevsel değişiklikleri nedeniyle bağımlılık kırılması zor bir alışkanlık haline gelir.” 

Uzun süreli bağımlılık, beyinde kalıcı değişikliklere neden olabilir. Ancak erken müdahale ve doğru tedavi yöntemleriyle bu değişikliklerin bir kısmı geri döndürülebilir. Bağımlılık, bir irade zayıflığı değil, biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin bir araya gelerek beyinde yarattığı derin bir değişimdir. Tedavi ve destekle beyin yeniden öğrenebilir ve sağlıklı işlevlere dönebilir. Bu nedenle bağımlılık hastalığının bilenen adı ve tanısı; “Beyin Hastalığıdır.” Kullandığı maddeler nedeniyle beyni değişikliğe uğramış bir kişiye “iradeni kullan” demek hem boş bir lakırdı hem de sinir bozucu bir söylemdir. Bağımlının iradesinin yeniden kazanması için bağımlılık yapıcı maddelerin insan beynine nasıl bir hasar verdiğini anlamak gerekir.

Bağımlılık beyni kiraya vermek olarak da tanımlanabilir ancak o kiracıyı oradan tahliye etmek mümkün…

 

Bu yazı 302 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum