-
PROF. DR. MEHMET YÜCE
Tarih: 05-01-2025 22:18:00
Güncelleme: 05-01-2025 22:18:00
Azerbaycan dış politikasının temel ekseni çok boyutluluk ve denge esası üzerine kurulu olduğunu söylemek mümkündür. Haydar Aliyev döneminde kurumsallaşan ve İlham Aliyev döneminde çok boyutlu hale getirilen denge politikası kapsamında Azerbaycan gerek bölgesel gerekse küresel düzeyde aktif rol üstlenerek uluslararası düzeyde sorunları çözmede daha çok inisiyatif almayı hedeflemektedir. Bölgesel düzeyde Azerbaycan bir taraftan Güney Kafkasya’da istikrar ve kalkınma konusunda inisiyatif alırken, diğer taraftan da Türk Devletleri Teşkilatı içinde aktif rol üstlenme çabasındadır. Küresel düzeyde ise istikrarlı bir şekilde çok yönlü bir denge politikası izlemektedir. Azerbaycan her ne kadar Rusya’nın liderlik ettiği güvenlik kuruluşlarında yer almazken Rusya ile soğukkanlı, pragmatik ve dengeli bir politika izlemeye büyük çaba göstermektedir. Ayrıca NATO ile ilişkilerinde mesafeli aynı zamanda dengeli bir işbirliği içinde olan Azerbaycan başta enerji olmak üzere birçok stratejik alanda Batı ile işbirliği içindedir. Azerbaycan, Batılı birçok kurum ve kuruluşa üyedir. Bu yönüyle Azerbaycan Eski SSCB bloku ile Batı arasında bir köprü rolü üstlendiğini söylenebilir.
RUSYA –AZERBAYCAN İLİŞKİLERİNİN GELİŞİMİ
Tekrar Azerbaycan – Rusya ilişkilerine gelirsek, iki ülke ilişkileri tarihsel, siyasi, ekonomik ve kültürel bağlarla şekillenmiş karmaşık bir ilişki ağını yansıttığını söylemek mümkündür. Tarihsel açıdan bakıldığında Çar I. Petro döneminde başlayıp şekillenen “sıcak denizlere inmek” olarak kısaca ifade edebileceğimiz geleneksel politikası kapsamında Rusya’nın Güney Kafkasya’ya yayılma sürecinde işgal ettiği Azerbaycan’ı, 1920'den 1991'e kadar Sovyetler Birliği'nin bir parçası haline getirildi. SSCB’nin dağılmasıyla 1991 yılında bağımsızlığını tekrar ilan eden Azerbaycan, dış politikasında Rusya ile dengeli bir ilişki sürdürmeye çalışmaktadır. Bununla birlikte Rusya, Azerbaycan'ın NATO veya AB gibi Batı yanlısı oluşumlarla ilişkilerini dikkatle izlemekte ve bölgedeki etkisini korumak için birçok diplomatik ve ekonomik araçları kullanmaktadır. Hali hazırda gerek diplomatik gerekse ekonomik yönde iki ülke ilişkileri oldukça iyi olduğunu söylemek mümkündür.
İkinci Karabağ Savaşı’nın Rusya’nın arabuluculuğunda ateşkes sağlanması ve 22 Şubat 2022 tarihinde Rusya –Azerbaycan arasında “Müttefiklik Faaliyetleri Hakkında Beyanname” imzalanması Azerbaycan-Rusya ilişkilerinin derinliği göstermesi açısında önemli ipuçları vermektedir. 18-19 Ağustos tarihlerinde Putin, Bakü’ye resmi ziyarette bulunmuş, iki ülke arasında birçok konuda ortak işbirliğine yönelik anlaşma imzalanmıştır. Bu ziyarette imzalanan anlaşmalardan ziyade ziyaretin Azerbaycan’ın Karabağ’da ayrılıkçı Ermenilere karşı gerçekleştirdiği ve 23 saat süren lokal-antiterör operasyonu ve sonrasında Rus barış gücünün bölgeden çekilmesinden sonra yapılmış olmasıydı. Diğer taraftan Rusya'da geniş bir Azerbaycan diasporası bulunmakta, aynı şekilde Azerbaycan'da da Rusça hâlâ yaygın bir şekilde konuşulmakta ve önemli oranda eğitim kurumları Rus dili ile eğitim vermektedir. İki ülke arasında eğitim ve kültürel alanlarda işbirliği hala önemli bir boyuttadır. Buna rağmen Azerbaycan kamuoyu başta 20 Yanvar (Ocak) olayları olmak üzere Birinci Karabağ Savaşı döneminde Rusya ve Rusya desteğini arkasına alan Ermenilerin gerçekleştirdikleri katliam dolayısıyla Rusya’ya temkinli yaklaşmakta ve Rusya’nın dostluğuna güvenmemektedir. Azerbaycan hava yollarına ait yolcu uçağının Rusya hava savunma sistemi tarafından düşürülmesi ve bu süreçte Rusya’nın izlediği politika “Rusya’nın dostluğunun güvenilmez olduğu” konusunda Azerbaycan kamuoyunu haklı çıkarmıştır.
AZERBAYCAN YOLCU UÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİ
25 Aralık 2024 tarihinde Azerbaycan'ın başkenti Bakü’den Çeçenistan başkenti Grozni’ye sefer yapan Azerbaycan Havayolları'na ait yolcu uçağı Rusya savunma sistemi Pantsir-S1’den atılan füze ile vurularak uçağın düşmesi ve 38 yolcunun ölmesine neden oldu. Yolcu uçağının düşürülmesinde önem arz eden husus ise yolcu uçağının hava savunma sistemi tarafından vurulmasından ziyade vurulma sonrası süreçte Rusya’nın izlediği politika ve gösterdiği gayri insani ile gayri hukuki davranışı olmuştur. Azerbaycan Devlet Başkanı sayın İlham Aliyev’in verdiği röportajda belirttiği üzere “Adil ve yeterli adımları atmayan” Rusya’nın üstüne düşen yükümlülükleri yerine getirmemesiyle birlikte yanıltıcı bilgi vermesi hatta daha ötesine geçerek yolcu uçağının Hazar Denizine düşerek yolcularla birlikte delilerin de yok olmasına çalışma dünya kamu oyu tarafından ibretle izlendi.
Sayın Aliyev’in da ifade ettiği üzere “ Elbette uçağımız kazara düşürüldü. Burada kasıtlı terör eylemi söz konusu değildir. Dolayısıyla suçun itirafı, dost ülke sayılan Azerbaycan’dan özür dilemek, olayı kamuoyuna duyurmak, yapılması gerekenlerdi. Maalesef ilk üç gün Rusya'dan saçma sapan varsayımlardan başka bir şey duymadık”. Bilindiği üzere Azerbaycan yolcu uçağı, Grozni şehri yakınlarında yerden açılan ateş sonucunda uçağın kuyruk kısmı büyük ölçüde hasar görmüş ve elektronik harp sistemleriyle kontrol edilemez bir duruma sokulmuştu. Bu durumda iniş için izin isteyen pilotlara da izin verilmemiş ve uçağı Kazakistan’a yönlendirilerek adeta yolcuları ölüme göndermiştir. Bu süreçte Rusya gerçeği bilmesine rağmen yanlış bilgi yayarak ve dezenformasyonda bulunarak olayı örtbas etmeye çalışmıştır. Yine Aliyev’in ifadesiyle “Belki de uçak darbe aldığında pilot bunu kuş çarpması sanmıştı. Çünkü dostumuz olan ülkenin, uçağımıza ateş açması kimsenin aklına gelmezdi. Fakat maalesef Rusya'da bazı çevreler bu ihtimal (kuş çarpması) üzerinde durdu. Bizi üzen ve şaşırtan şeylerden biri de Rus resmi makamlarının uçakta gaz tüpü patlaması iddiasını ortaya atmalarıydı. Bu, Rus tarafının konuyu örtbas etmek istediğini açıkça ortaya koyuyordu…Uçağı delen şarapnel parçalarının yolcu ve mürettebatta yarattığı yaralanmalar ortada. Bunu bazı kuşlara atfetmek ya da oksijen tüpü patlaması olarak tanımlamak hem aptallık hem de sahtekarlıktır”.
AZERBAYCAN’IN RUSYA’DAN TALEPLERİ
Peki, bundan sonra ne olacak? İki ülke arasından kriz yaşanacak mı? Yolcu uçağının düşürülmesi ardında, 28 Aralık’ta Rusya Devlet Başkanı Putin’in sayın Aliyev’i arayarak özür dilemesi iki ülke arasında diplomatik bir kriz yaşanmayacağı göstermektedir. Ancak Azerbaycan’ın Rusya’dan bazı talepleri bulunmaktadır. İki ülke arasında ilişkilerin onarılması yönünde bu taleplerin Rusya tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir. Sayın Aliyev verdiği röportajda Azerbaycan’ın taleplerini şu şekilde dile getirdi: “Taleplerimizi açık bir şekilde Rusya tarafına ilettik. 27 Aralık’ta bu talepler resmi olarak onlara sunuldu. Bu talepler nelerdir? Birincisi, Rusya tarafı Azerbaycan’dan özür dilemelidir. İkincisi, suçunu kabul etmelidir. Üçüncüsü, suçluları cezalandırmalı, adli sorumluluğa çekmelidir ve Azerbaycan devletine, zarar gören yolculara ve mürettebat üyelerine tazminat ödemelidir.”
Peki, Rusya bu talepleri yerine getirecek mi? Kanaatimce evet. Aliyev dış politikada oldukça deneyimli bir devlet adamıdır. Aliyev, dış politikaya ilişkin söylemlerinde aceleci değildir. Genellikle sakin ve sabırlı davranmakta, gerekçelendirilmiş ve makul taleplerde bulunmaktadır. Talepte bulunurken, denge politikası gereklerini gözetlemekte ve içinde bulunduğu konjonktürün avantaj ve dezavantajlarını iyi okumaktadır. Bu taleplere ilişkin kamu oyu desteğini tam olarak arkasına almakta ve taleplerin karşılanmaması halinde bu durumun karşı taraf için bir maliyeti olacağına ilişkin bilinçli ve sembolik değere sahip bazı adımlar atmaktadır. Aliyev’in Rusya’ya olan taleplerine ilişkin görüşünü şöyle ifade eder: “ Taleplerimiz bunlardır. Birinci talep zaten dün yerine getirildi. Diğer taleplerimizin de kabul edileceğini umuyorum. Bu talepler tamamen adildir. Burada herhangi bir olağanüstü talep ya da mesele yok ve bunlar uluslararası deneyime ve normal insani davranış kurallarına dayanmaktadır. Durum budur. Tekrar ediyorum, Azerbaycan kamuoyu olayın tüm boyutları hakkında bilgilendirilecek ve bilgilendiriliyor. Bahsettiğim talepler de doğal olarak kamuoyuna sizin aracılığınızla aktarılıyor. Ve bir kez daha söylüyorum, taleplerimizin kabul edileceğini umuyorum”.
Aliyev’in verdiği bu röportaj sonrasında Putin, Aliyev’i arayarak yeniden bir görüşme gerçekleştirmiştir. Görüşme sonrası yapılan açıklamada, telefon görüşmesi sırasında devlet başkanları yolcu uçağının kaza yapmasıyla ilgili konuların görüşülmesine devam edildiği ifade edildi. Kanaatimce, bu görüşmede Azerbaycan’ın talepleriyle ilgili temel ilkeler üzerinde mutabık kalınmıştır. Bu arada Azerbaycan bazı ufak adımlar da attı: Rusya Federasyonu vatandaşlarının Azerbaycan’da kalış süreleri 180 günden 90 güne indirildi. Bunun gibi bazı küçük adımlar daha atıldı. Rusya, Azerbaycan’ın taleplerini yerine getirecektir. Ancak tüm talepleri karşılasa bile Azerbaycan’ı halkı asla sivil yolcu uçağının düşürülmesi olayını unutmayacaktır.
KAZAKİSTAN DOSTLUĞU
Bu süreçte Kazakistan detayını da göz ardı edilmemesi gerekir. Kazakistan bu süreçte gerçek dostluk ve kardeşliğini gösterdi. Aliyev de Kazakistan Devlet Bakanı Tokayev’i arayarak teşekkür etti. Aliyev röportajında da bu konuya değinerek şu tespitlerde bulundu:“…Kazakistan kurtarma ekiplerinin olay yerine hızla ulaşarak yolcuları parçalanmış gövdeden çıkarılmaya çalıştılar. Kendi hayatlarını riske attılar. Çünkü bir sonraki patlamanın olup olmayacağını bilmiyorlardı. Uçağın bir kısmı yanıyordu ve o bölüm de yanabilirdi. Ancak buna rağmen, gerçek bir kahramanlık gösterdiler. Aynı zamanda sağlık personelinin çalışmaları da çok değerliydi. Yaralı yolcular derhal sağlık merkezlerine götürüldü ve bu yüzden Cumhurbaşkanı Tokayev’e teşekkürlerimi ilettim. Kazak kardeşlerimizin ve kardeşlerimizin dayanışması, biliyorum ki, Azerbaycan halkının kalbinde derin bir iz bıraktı. Sonrasında Kazakistan vatandaşları Aktau’daki konsolosluğumuza gelerek çiçekler bıraktılar, desteklerini gösterdiler ve bizimle dayanışma içinde olduklarını ifade ettiler. Gerçek dostluk ve kardeşlik böyle olur…”.
- Türkiye’nin Orta Doğuda Politikası ve İlham Aliyev’in Yorumu
- Azerbaycan’ın D8’e Katılmasının Önemi
- Yeni Jeopolitik Koşullarda Azerbaycan’ın Rolü
- Doğu Karadeniz’den Türk Devletlerine İhracat
- Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi 16. Toplantısı
- COP 29 Çerçevesinde Mini Türk Dünyası Zirvesi
- Bişkek Bildirisi: Türk Devletleri Arasında Siyasi İşbirliği
- Türk Devletleri Teşkilatı 11. Zirvenin Ardından
- Türk Dünyası Teşkilatı (Tdt) On Birinci Zirve: Türk Dünyasının Güçlendirilmesi
- BRICS: Çok Taraflılığın Güçlendirilmesi
- Güney Kafkasya’nın İstikrarı İçin 3+3 Bölgesel İşbirliği Platformu
- Azerbaycan’ın Batı ile İmtihanı