-
ALİ YUSUF ÇAĞLAR
Tarih: 06-01-2025 16:16:00
Güncelleme: 06-01-2025 16:16:00
Bir varmııış bir yokmuş, evvel zaman içindeee kalbur saman içinde uzak diyarlarda yemyeşil her tarafından ırmaklar akan bir köy varmış.
Masal bu ya... İnsanlarla hayvanların hepberaber yaşadığı konuştuğu anlaştığı sihirli bir köymüş burası. Doğasıyla hayvanlarıyla herkesin mutlu olduğu bir köy...
Okadar sihirli ki herşeyin tıkır tıkır işlediği, herkesin birbirine saygılı anlayışlı olduğu, cennetten bir köymüş.
Gel zaman git zaman günler haftaları, haftalar ayları, aylar mevsimleri, mevsimler yılları kovalamış. İnsanlar değişmiş herşey değişmiş zaman geçmiş gitmiiiiş.
Değişim bu beyler...
Köylüler ilk önce hayvanları ehlileştirmiş hayvanların efendisi olmuş. Eski dostluklar unutulmuş, biz köylüyüz efendiyiz deyip hayvanları ahırlara doldurmuşlar. Efendinize boyun eğin demişler doldurmuşlar hayvanları ahırlaraa...
Meee ordan möööö burdan
Meee ordan möööö burdan...
Gel zaman git zaman köylüler bakmış olacak gibi değil. Bu hayvanları ne yapsak ne yapsak...
Meee möö mee möö bizi uyutmuyorlar.
Bir çare bulmak lazım bu işe... Hemen tellallar salınmış başlamışlar gümbala gümbala...
Duyduuuk duymadık demeyiiiin
Duyduk duymadık demeyiiiin...
İçlerinden uyanık görünümlü cin fikirciklileri hemen yazmış takmış takıştırmış.
Bari içimizden çoban bulalım demişler , koyunları gütsünler. Bazılarımız köyü yönetmeli bazılarımız koyunları gütmeli deyip aralarından en yalnız olanları çoban seçmişler. Herkes şaşkın birbirine bakmış bakmıııış...
Uyanıklar hemen 'Çobanlara da hayvanların etinden sütünden günün birinde size vereceğiz' deyip kandırmışlar. Şimdi siz çıkın kuru ekmek soğan ile dağlara. Gün gelecek kesim zamanı hep birlikte et yiyeceğiz demisleeeer...
Eh ne yapsın garipler, köyü yönetemedik çoban olalım bari demişleeeerr.
Gel zaman git zaman gel zaman git zaman... Koyunlar önde çobanlar arkada o dağ senin bu dağ benim otlaya otlaya koyunları inekleri iyice beslemiş çobanlar. Nasıl olsa günün birinde etlerden bizde yiyeceğiz deyip hayvanları otlatmislar devamlı.
Çobanlarda hep kuru ekmek soğan yiyip durmuşlaaar. Kuru ekmek soğan ilk zamanlar tatlı geliyormuş, mis gibi geliyormuş, ama günler aylar geçtikçe çobanlar erimiş bitmiş tükenmiş hâle gelmişleeer. Et yiyecez birgün umuduyla devamlı kuru ekmek soğan yiyen çobanlar soğan zehirlenmesinden tek tek ölmüş gitmiiiiş. Her çoban öldüğünde köy yönetimi yerine yeni çoban atamışlar.
Çobanların biri gidiyor biri geliyormuş biri gidiyor biri geliyormuş ama çobanların hepsi ölünce efendi kime gerek...
Masal bu ya gene günler ayları kovalamış ve köydeki bütün çobanlar tükenmiş bitmiiiiş.
Köy yönetimi ne yapacağını bilememiş. Sağa bakmışlar yönetici sola bakmışlar soylu soplu herkes. Çobanlık yapacak kimse kalmamıııış.
E böyle olunca köy yönetimi girmiş birbirlerine. Önce koyunları yemişler bitirmişler sonra yiyecek birşey kalmayınca birbirlerini yiyip bitirmişleeer.
Gel zaman git zaman en son ortada ne sürü kalmış ne köy... Ve en sona kalan köylünün ağzından bilmem ağıt bilmem türkü gibi şunlar dökülmüüüş...
Ne ekersen onu biçersin
Ekmek soğan köyünden geçersin
Kendim ektim kendim buldum dersin
Değiştin özünü unuttun
Bozguncusun, iş işten geçsede anlamazsın
Viraneye döndü sağın solun
Ne gelen var ne giden, soldun
Ekmek soğan verip cimrilik ettin
Haline bak hele iyi mi ettin
Ne tat kaldı ne taht, amma velakin..
Bozguncusun iş işten geçsede anlamazsın.
Böylelikle son köylüde son sözlerini söyleyip göçmüüüş gitmiiiiş.
Ve burdada masal bitmiş
Hud suresi 85.
“Ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı büyük bir titizlik ve tam bir doğrulukla yerine getirin; kendilerine ait mallarda haklarını eksiltmek suretiyle insanlara zulmetmeyin ve bozguncular kesilerek yeryüzünde karışıklık çıkarmayın.”
Dostlar, dünya kavgadan düşmanlıklardan savaşlardan yoruldu artık. Kaynakları hepimize rahat rahat yetecek yeryüzünü, bozgunculuk yayarak dönülmez noktalara getirmemek hepimizin görevi. Çözüm basit.
Bütün milletler barışsın ve dünya kurtulsun.
Hadi eyvallah önümüzdeki masallarda görüşmek üzere.